Bir Ara Görüşelim

Bir Ara Görüşelim
23 Nisan 2020 · 3 dakikalık okuma

Hazır tüm dengeler değişmişken, şu “Birini aramadıkça artan suçluluk döngüsüne girip, ‘Artık çok geç, çok azar yiyeceğim, nasıl açıklayacağım’ diye arayamadıkça arayamama” sendromunu bi halledebilir miyiz? Bu bahaneyle birikmiş borçlara af çıksa ne güzel olur di mi? Bu fırsatı kaçırmamak, kopan bağları onarmak lazım :) Bu aralarki favori sözüm, ‘Şimdi değilse ne zaman?’ :) Zaten bu akım yavaştan başladı sanırım. Bana bu ara birkaç eski dostla yeniden bağları kurmak nasip oldu, çok da güzel oldu 💞 İlgilenenlere bu konuda naçizane birkaç taktik önermek istiyorum. Aslında diğer ertelediğimiz görevlere dönmenin yöntemleriyle çok farklı değil:

Eğer araması gerekip de aramamış olan tarafsanız, öncelikle mükemmeliyetçilikten kurtulmak gerekiyor. Mükemmel koşullarda mükemmel cevabı vereyim dedikçe ertelenip gidiyor, çünkü o koşullar hiç gelmiyor. Yani kısa ve belki süper olmayan bir cevap belki hiç cevap vermemekten daha iyi olabilir. Tabi duruma göre değerlendirmek lazım. Mükemmel olmasa da olur derken kaliteyi de iyice düşürmeyelim 😅

Bir de, geçmişteki ertelemelerinizi önce kendiniz affedip, zararın neresinden dönülse kârdır diyerek ilk adımı atarsanız göreceksiniz ki, genelde karşıdaki düşündüğünüz kadar kızmamış, kırılmamış ve geç de olsa bağları yeniden kurduğunuz için mutlu oluyor. Hatta kendi de aynı suçluluktan muzdarip olabiliyor. Böyle karşılıklı suçlu ve sessiz kopup gidiyor bağlar. Kendi adıma konuşayım, biri bana bir süre cevap vermediyse, iletişimimiz bir sebepten koptuysa, yeniden iletişime geçtiğinde azarlamayı hiç sevmem ve ‘Beni neden aramadın, neden cevap vermedin’ vs diye darlamam. Siz de darlamayın bence :) Düşünürüm ki vardır bir sebebi, derdi, meşgalesi. Yeni doğum yapmış olabilir, hasta olabilir, sınavı olabilir. Belki hali yoktur, belki unutmuştur. Belki motivasyon bulamamıştır. İyiye yorarım ve koşullarını tam olarak bilmeden yargılamak istemem. Bir de bilirim ki, mesele sadece zaman meselesi de değil, enerji, kafa verebilme meselesi de aynı zamanda. Biraz da öncelikler meselesi. Yapılacaklar iş listesinde yapılamayanlar arttıkça ve işlere yetişemedikçe artan stres de var… Eğer birini çok merak ettiysem ben yazarım, karşıdan beklemeden. İşte bunlar hep empati 💞 Ayrıca bu işler biraz karşılıklı. Ben yazmadıysam karşıdaki de yazmadı belki. Ama bir taraf nedense suçu karşıya yükleyip kendisi sıyrılmaya gider bazen. Psikolojide buna yansıtma deriz.

Bir de her ilişki (arkadaşlık, akrabalık vs) sürekli konuşmayı gerektirmiyor. Herkesin öncelikle daha sık iletişimde olduğu yakın aile üyeleri var, sonra çeşit çeşit yakınlık ilişkisi var, kimisi daha yakın, kimisi biraz daha uzak. Ve belli bir kişiyle olan iletişim sıklığı da zaman zaman kendi içinde duruma ve ihtiyaca göre değişebiliyor. Bazen bir arkadaşınızı çok özlersiniz, ve boş zamanınız olur, o ara yoğun konuşursunuz, sonra araya bi yoğunluk girer, o ara konuşamazsınız. Bunlar çok normal. Herkesle daima ‘en yakın’ olmaya, sürekli haberleşmeye ne enerji, ne zaman yetiyor.

Bir de doğrusu ben çoğu gün ne ara akşam oldu anlamıyorum. Birçok insanın her gün mutlaka yapılması gereken işleri baya zamanını ve enerjisini alıyor malum, ve doğal olarak ekstra şeylere enerji ve zaman kalmayabiliyor. Ertelene ertelene böylece aylar geçiyor.. Son olarak, herkesin iletişim tarzı farklı (introvert, extrovert/içedönük, dışa dönük olma meselesi). Sürekli konuşmak bazı insanlar için ekstra yorucu oluyor, bu farklılıkları da göz önüne alıp saygı duymak lazım 💞 Hepimiz aslında yaşıyoruz bence bu anlattıklarımı, ama nedense başkaları aynısını yapınca anlayışlı olmayabiliyoruz 🤷🏻‍♀️

Eğer aranmayı bekleyen tarafsanız da tavsiyem, birbirimizi suçlayacağımıza, ‘insanlık halidir, hayat telaşesinde normal’ diyerek affedici olursanız, sizinle bağları bir sebepten kopmuş sevdikleriniz de size geri dönmeye daha az çekinecektir diye düşünüyorum. Yine de dönmüyorlarsa hiç sizin olmamışlardır 😁 (Ya da hala fırsatları olmamıştır belki :)

Ben şahsen beni azarlayacağını bildiğim, daha önce azarlamış insanlara dönmeye ekstra çekiniyorum. Ama öte yandan bu konuda halden anlayan, anlayışlı arkadaşlarımla ne kadar araya zaman da girse, aynen kaldığımız yerden devam edebiliyoruz ve uzun dostluğumuzu bu karşılıklı anlayışa borçluyuz. Onlar kendilerini biliyor ve kendilerine teşekkür ediyorum :)

Yine bir herkesin içindeki yaranın sesi olma çabamın sonuna geldik, iletişim güzel şey, ‘bi ara görüşelim’ 😁